Bitcoin'in Geleceği: Siyasi Mücadele ve Amerikan Değerlerinin Çatışması

Son günlerde, Trump 2024 Bitcoin Konferansı'na katıldı ve Bitcoin'i destekleyen bir dizi açıklama yaptı, bu da geniş bir ilgi uyandırdı. Bitcoin piyasa değerinin altını geçeceğini belirtti, seçilmesi halinde kripto dostu olmayan SEC başkanını görevden alacağına söz verdi ve hükümetin elinde bulundurduğu Bitcoin'i stratejik rezerv olarak saklayacağını ifade etti. Bu açıklamalar etkinlikte büyük bir yankı uyandırdı.

Şu anda, Amerika Birleşik Devletleri kripto pazarının hakim gücü haline geldi ve Bitcoin gibi kripto varlıkların "fiyatlandırma gücünü" elinde bulunduruyor. Yaklaşan Amerika seçimleri kripto pazarını derinden etkileyecek ve kripto topluluğu ilgili dinamikleri yakından takip ediyor.

Trump'ın kripto varlıklara sık sık sıcak bakması bazıları tarafından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, bazıları bunun sadece oy almak için bir taktik olduğunu düşünüyor. Trump'ın sözlerinin güvenilirliğini analiz etmek için, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin görüşleri ve değerleri üzerine konuşmak gerekiyor.

Cumhuriyetçi Parti ile Bitcoin'in Uyuşması

Cumhuriyetçi değerler, gelecekteki politika oluşturma yönlerini belirlemektedir. Cumhuriyetçi Parti, her zaman serbest piyasa, bireysel özgürlükler ve muhafazakar sosyal görüşleri destekleyen ekonomik politikaları savunmuş, sağa yatkın bir muhafazakarlık sergilemiştir. Aynı zamanda Trump, teknolojik yenilikleri desteklemeyi, bireysel mahremiyet ve güvenliği teşvik etmeyi, güçlerin aşırı merkezileşmesine karşı durmayı ve para kontrolü ile finansal düzenlemeye karşı çıkmayı önermiştir. Genel olarak, sağ görüşlü kişiler, teknolojik yenilikleri ve piyasa özgürlüğünü desteklemeye ve katılmaya daha yatkındır.

Bitcoin, finansal gücü bireylere geri verme temel ilkesi, Cumhuriyetçi Parti ve Trump'ın bireysel özgürlük, piyasa özgürlüğü değerleriyle tamamen örtüşmektedir. Aynı zamanda Bitcoin, destekledikleri bir yeni teknoloji ve yatırım fırsatı olarak daha fazla tercih edilmekte ve desteklenmektedir.

Musk'un son zamanlardaki açıklamaları bunu da doğruladı. Kendisi Amerika'nın değerlerini yücelten birisi olduğunu ifade etti, Demokrat Parti'yi desteklemekten Cumhuriyetçi Parti'yi desteklemeye geçiş yapmasının nedeni, hangi partinin kendi gözündeki Amerikan değerlerine daha uygun olduğunu aramak. Şu anda Cumhuriyetçi Parti, onun takdir ettiği yeteneklerin uygun kullanımını, DEI'yi kötüye kullanmamayı, bireysel özgürlükleri ve diğer Amerikan temel ilkelerini daha iyi temsil ediyor.

Elbette, Trump'ın Bitcoin konferansındaki taahhütleri muhtemelen geçerliliğini yitirebilir. Sonuçta, şu anki amaç daha çok oy kazanmak; gerçekten yüksek bir makamdaki biri olduğunda ise artıları ve eksileri tartması gerekecek. Bitcoin pazarının Trump'ın konuşmasından sonra gösterdiği tepkisizlik, herkesin kafasında çok net bir şekilde önemli olanın gelecekteki pratik eylemleri olduğunu gösteriyor.

Demokrat Parti'nin Bitcoin'e Bakışı

Bu dönemde ABD hükümetinin liderliğini üstlenen Demokrat Parti'nin son yıllardaki Bitcoin'e yönelik tutumunu hepimiz gözlemledik. Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte tutumları biraz yumuşasa da, aslında Biden, SEC Başkanı ve şu anki başkan adayı Harris de dahil olmak üzere Demokrat liderlerin neredeyse hepsinin Bitcoin'i pek sevmediği görülüyor.

Bu aynı zamanda bir değerler meselesidir. Demokratların açıkça sol eğilimli bir duruşu ve politika önerileri vardır. Demokratların önerileri arasında çevresel etki ve sürdürülebilirlik, finansal eşitsizlik ve sosyal adalet, daha güçlü düzenlemeler gibi konular yer alır; bu da bireysel özgürlükleri zayıflatma ve kamu ile kolektif çıkarları vurgulama değerlerini yansıtır.

Açıkça görülüyor ki, sol eğilimli bir değerler sisteminde Bitcoin'in temel prensipleri o kadar da uyumlu değil, bu nedenle solcu Demokratlar, Biden ve Harris aslında Bitcoin'i pek sevmiyor.

Tarihin Zorunluluğu

Kim seçilirse seçilsin, tarihin kaçınılmaz eğilimini değiştiremeyecek.

Öncelikle, Demokrat Parti içinde de birçok destekçi var. Çoğu insan hâlâ mantıklı, konuyu konusuna göre değerlendiriyor. Daha önce Demokrat Parti, piyasa ve finansal düzenleme sorunlarında merkezci bir yaklaşım benimseyeceklerini ve aşırı solculuktan uzaklaşacaklarını açıkça belirtmişti. Kripto dostu olmayan kripto para muhasebe politikası SAB 121'in yasası oylamasında, Demokratların liderliğindeki Senato, 60'a 38 oyla bu kararı kabul etti. Sonunda Biden tarafından veto edilmesine rağmen, Demokrat Parti içinde Bitcoin'i destekleyen oldukça fazla insanın olduğu söylenebilir.

İkincisi, Amerika'nın temel değerleri Bitcoin'in tamamen yasaklanmasını zorlaştırmaktadır. Amerika tarihinde bireylerin altın tutması yasaklanmıştı, ancak bu, bireysel özgürlük ve mülkiyet haklarına bir müdahale olarak görülmüştü. 1974'teki yasak kaldırılması, ekonomik özgürlük ve bireysel hakların yeniden kazanılması olarak değerlendirildi. Şimdi Amerikalılar, o dönemde özel altın sahipliğinin yasaklanmasının zor olduğu gerçeğini biliyor; birincisi, başarısız bir tecrübe var, ikincisi ise Bitcoin'in fiziksel altına kıyasla sadece bir dizi karakter olması ve her Amerikan vatandaşının kişisel gizliliğini gözetleyerek bunu uygulamanın imkansız olması.

Eğer Bitcoin'in temel ilkesi özgürlük ve bireysel güçse, Amerikalılar ellerindeki bir dizi karakter dizisini tutma hakkına sahip değilse, o zaman önce Özgürlük Anıtı'nı devirmeleri gerekir. Aslında, Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki her türlü anlaşmazlık ne olursa olsun, özgürlük, demokrasi ve Amerikan rüyasını simgeleyen Özgürlük Anıtı'nı devirmek için kimse ortaya çıkamaz; bu temel değerler, Amerika'nın kuruluşunun temelini oluşturur.

Tartışmalar sırasında, Bitcoin gibi kripto varlıklar da büyümek için zemin bulmuş ve spiraller halinde yükselmiştir. Sonuç olarak kim seçilirse seçilsin, tarihin ilerlemesini değiştiremeyeceklerdir; Bitcoin'in rezerv varlığı haline gelmesi için sadece bir katmanlık cam kalmıştır.